Obezite çağın en büyük hatalarından biri haline geldi. Bunda iki faktör var; birincisi yediğimiz içtiğimiz şeylerin içeriği değişti. Çok fazla rafine şeker içeren yiyecekler ve içecekler hayatımıza son tez giriş yaptı. Yediğimiz bütün tatlılarda, ekmekte, makarnada bu sözde sindirilmiş rafine şeker var. bununla beraber şehirleşmenin artması hareketsiz bir yaşam tarzına alıştırdı bizi. Her yere otomobil veya toplu nakliye ile gidiyoruz, bilgisayar karşı masa başı işlerde çalışıyoruz ve çok televizyon seyrediyoruz. Obezite şu lahza önlenebilir ölüm sebepleri arasında sigaradan daha sonra ikinci sırada yer alıyor. Bu haliyle kuş gribi veya küresel ısınmadan fazla daha güvenli olmayan olduğu tüm bilim çevrelerince kabul edildi. Uzun yıllar obezite cerrahisi üstünde çalışmalar gerçekleştiren ve başarılı sonuçlara imza atan Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Samet Muavin obeziteyle alakalı korkutan gerçeği gözler önüne serdi.
KADINLARIN YÜZDE 41 ’i AŞIRI KILOLU!
Bugün obezite ile ilişkili olduğu kanıtlanmış birçok hastalık var. Bunların en başında diyabet olarak tanıdık tip 2 şeker hastalığı hastalığı yer alıyor. Yine kalp damar hastalıkları yani kalp krizi riski, yüksek tansiyon, damar tıkanıklıkları, uyku apnesi, karaciğer yağlanması ancak siroza değin götürebilir hastayı, ciddi eklem rahatsızlıkları ve artmış kafa içi basınç sayılabilir. Yeniden çoğu kanser şeklinün obez bireylerde daha sık görüldüğünü biliyoruz. Bunların en başında meme, kalın barsak, rahim ve yemek borusu kanserleri geliyor. Yapılan araştırmaya göre ülkemizde erkeklerin yüzde 20 ’si, kadınların da yüzde 41 ’i obeziteyle aleyhinde kaşıya! Mesela 1.70 boyundaki birisi 115 kiloyu aştıysa bu bundan böyle morbid obezdir. Türkiye ’de yaklaşık 1 milyon morbid obez var. Ilk Olarak hastanın yakınlarının, çevresinin bilinçli olması gerekiyor. ‘Ne var fakat tut boğazını ’, ‘rejim yap ’, ‘az ye ’, ‘spor yap ’, ‘yürü azıcık da ’, ‘bak komşunun kızı kaç kilo verdi ’ gibi yaklaşımlar bu hastalarda hiçbir işe yaramadığı gibi, çoğu hastamızı da boşu boşuna suçluluk hissine kapılmasına sebep olmakta. Obez olmak kişinin suçu yok, bu bir hastalık.
‘RAMBO DOKTOR ’ DEVRİ KAPANDI
Obezite, bu işle profesyonelce ilgilenenlerin tedavi etmesi gereken bir hastalık. Birçok doktoru ilgilendiriyor sahiden. Ilk Kez obeziteye yol açan hormonal veya psikiyatrik bir bozukluk var mı onun araştırılması gerekiyor, sonra doğru beslenmenin hastaya öğretilmesi gerekli. Doktor kontrolünde kullanılabilecek bazı ilaçlarla destek sağlanmalı, çalışma programı hastaya özel olarak planlanmalı. Çünkü bu hastaların standart egzersizler sırasında sakatlanma ihtimali çok yüksek. Bütün bunların denenip de başarısız olduğu hastalarda obezite ameliyatı en etkili tedavi yöntemidir. Dolayısıyla birbiri ile armoni içine çalışan endokrinolog ya da dahiliye uzmanı, obezite ameliyatlarında deneyimli cerrah, psikiyatrist ve diyetisyen mutlaka tedaviyi beraber üstlenmeli. Her şeyi tek başına yapan ‘Rambo Hekim ’ devri kapandı, zaman beraber alıştırma zamanı.
HASTAYI TEDAVİSİZ BIRAKMAK AMELİYATTAN DAHA GÜVENLI OLMAYAN!
Ülkemizde obezite arttıkça, obezite ameliyatları da buna paralel olarak arttı. Bir diğer konu da teknolojinin hayatın her alanına olduğu gibi ameliyatlara da sirayet etmesi oldu. Yeni çıkan cihazlar ve görüntüleme yöntemleriyle, önceden kapalı yöntemle yapılması neredeyse imkansız olan ameliyatları, fazla kuytu ve emniyetli olarak yapabilir ışık halkası geldik. Ameliyatsız çare yöntemlerinin tükendiği noktada bu dek ölümcül bir hastalıkla hastayı baş başa bırakmak ve ameliyat etmek gibi iki seçeneğiniz var. Risksiz bir ameliyat da maalesef değil, her ameliyatın olduğu gibi obezite ameliyatının da kendine göre bir takım riskleri var. Keza, tecrübeli ellerde yapıldığında, bu ameliyatın riski fiilen bir safra kesesi ameliyatı kadardır. Şunu unutmayalım, obezite hastalarını tedavisiz ele vermek ameliyattan fazla daha tehlikeli bir durumdur.
Yorumlar
Yorum Gönder