Karatay'dan sıhhatli beslenme ile alakalı ehemmiyetli söylemeler

Prof. Dr. Canan Karatay, "Bir meyve yersen 5 km koş ki toksik tesirini bedenden atabilesin. Tarım zehiriyle yüklü meyveleri yemeyeceksiniz." dedi ve sıhhatli beslenme ile alakalı ehemmiyetli söylemelerde bulundu.

Şekerin yaşamları mahvettiğini, şekerli meşrubatların, gebelere yapılan şeker yüklemesinin tam hücrelere hasar verdiğini dile getiren Karatay, şekerin, şeker hastalığı, obezite, alzaymır, bunalım, parkinson, kanser hastalıklarına neden olduğunu vurguladı.

Gebelikte şeker tespiti için yapılan şeker yüklemesi usulünü tenkit eten Karatay, "Şimdi gebelere şeker yüklemesi yapıyorlar. Karaciğer yağlanmasına, alzaymıra, obeziteye neden oluyor. Bu menedilmelidir. Perişan bayanlara bu yüklenir mi? Şeker hastalığı tespitinin başka yolları var." diye konuştu.

Ekmeğin de en tatlı zehir olduğunu, beyni uyuşturduğunu, bedendeki trigliseriti yükselttiğini, sık sık acıktırdığını belirten Karatay, arıtılmış unlarda aminopeptin şekeri bulunduğunu, insan metobolizmasında bunu sindirecek enzim olmadığını ifade etti. Karatay, "'Ekmek mukaddes değil mi, yemeyecek miyiz?' diyorlar. Yemeyeceksiniz kardeşim.

Ekmek yenmeyecek." dedi. Karatay, üç beyazın neden olduğu hastalıkların genetik değil, tamamen önlenebilen hastalıklar olduğunu vurgulayarak, bu cins hastalıkların son 20-30 sene içinde mantar gibi çoğaldığını söyledi. Canan Karatay, mikrobik salgınlarla gayret için kurulan Dünya Sağlık Örgütü'nün DSÖ dahi şu an obeziteyle gayret ettiğini anlattı.

Gençlerin beden yapmak için kullandıkları proteinlerin de hasarlı olduğunu dile getiren Karatay, her türlü meyvenin bedende trigliseriti yükselttiğinin altını çizdi ve şu ihtarlarda bulundu: "Meyve yenmeyecek, bitti. Merak etmeyin aç kalmayacaksınız.

Ben tüccar değilim, üretici değilim. Hekim ve sıhhatçi olarak konuşuyorum. Meyve şekeri de çocukların karaciğerini yağlandırır. Çocuklar şimdi kilolu. Alkol mü, bira mı içiyorlar? Hayır. Ekmek, dondurma, tost, cips, makarna, gofret yeyip, kola, buzlu çay içiyor.

Gut hastalığı şeker zehirlenmesinin bulgusudur, nedeni kırmızı et değildir. Meyve suyu ve fruktoz gut hastalığının sebebidir. Taze bunalmış bile olsa meyve suyu içilmeyecek. Alzaymırın, otizmin, parkinsonun, felcin, eklem sızılarının esası göbeğin genişlemesidir. Göbekteki yangını söndürmek elimizde. Ekmek yemeyeceğiz. Arıtılmış tuzlardan da uzak duracağız.

Bu sofra tuzları, rengi açılsın diye içine kimyeviler ilave edilmiş, sıvı olsun diye alüminyum ilave edilmiş tuzlardır. Kristal kaya tuzu arıtılmış olmamıştır. Kristal olarak kullanılır. Sağlık kaynağıdır, saftır, mineral topluluğudur. Kristal kaya tuzu ömrü uzatır. Bu tuzu suya katıp sabah akşam gargara yapın, hasta olmazsınız."

"İbni Sina günde 2 öğün önermiş"

Tıp Yasayı kitabı Avrupa'da tıp okullarında okutulan İbni Sina'nın günde 2 öğün yemek yenilmesini önerdiğini aktaran Karatay, "2 öğün sıhhattir, 3 öğün hastalıktır. Yıllarca incelendi. Size 11 yüzyıldır olan sözleri anlatıyorum. Sanayinin oyuncağı olmayın. Spor salonları, yüzme kursları yerine çıkın dışarı hareket edin." tekliflerinde bulundu. Bir insan bedeninin 24 saat içinde sadece 5 gram şekere lüzum dinlediğini söyleyen Karatay, bunun aşırısının kanser hücrelerini beslediğine vurgu yaptı.

Canan Karatay, "Peki ne besiniz diye soranlara müjde" diyerek, su, natürel köy tereyağı, soğuk sıkım zeytinyağı, köy tavuğu, köy yumurtası, peynir, kelle paça, ayak paça, kemik suyu, kırmızı et harcanmasını önerdi. Kelle, ayak paçanın tam bedeni zindeleştirdiğini, bu bulunamıyorsa kemik suyu içilmesinin ehemmiyetli olduğunu anlatan Karatay, "Kemiği kaynat, her sabah limonla suyunu iç. Bak bakalım hastalık kalıyor mu?" dedi.

"Turp yerseniz, turp gibi olursunuz"

Turp, fıstık, havuç, lahana, karnabahar gibi sebzelerin verimlerine de değinen Karatay, "Turp yerseniz turp gibi olursunuz. Natürel probiyotiktir, ömrü uzatır." diye konuştu. Bu sırada salondakilerden birinin "Ne kadar yiyelim öğretmenim?" suali üzerine Karatay, "Yiyebildiğin kadar ye kardeşim, herkesin bünyesi değişiktir." karşılığını verdi. İbni Sina'nın 10 yüzyıl evvel "Turp tarlasından geçseniz dahi sıhhatli olursunuz." dediğini aktaran Karatay, şöyle devam etti:
 

"Yeni bir şey keşfetmiş değiliz. Yüzyıllar evvelki bilgileri anlatıyorum. Havuç, lahana, karnabahar natürel probiyotiktir. Uzun ve sıhhatli yaşarsınız. Kanseri önler. Fıstık yerseniz, fıstık gibi olursunuz ama ithal olmayacak.

Yerli kuruyemişleri istediğiniz kadar yiyin. Şu kadar, bu kadar, bir avuç demem, bunlar kent efsanesi. Daha Öncekinden yerli mülkü haftasında bize 'Fındık, fıstık çıtır çıtır, hem kan yapar hem ısıtır' derlerdi. Şimdi çocuklar cup kek göşekliyor. Kuruyemiş, dinamikleştirir, güzelleştirir.

Kurubaklagillerin yerli olanlarını bulun. İthal, GDO'lularını yemeyin. Kurubaklagiller hububat değildir. Şimdi herkes 'Meyve yemeyecek miyiz?' diye soruyor. Bir meyve yersen 5 km koş ki toksik tesirini bedenden atabilesin. Tarım zehiriyle yüklü meyveleri yemeyeceksiniz. Elmalarda mineral kalmamış. Çocuk başı gibi elma olmaz. Onun için yemeyin. En sıhhatli meyve zeytindir.

En sıhhatli meyve suyu zeytinyağıdır. Soğuk sıkım, harekât görmemiş natürel zeytinyağı için. Soğuk sıkım zeytinyağının ana sütünden farkı yoktur. Yağ değildir, zeytin meyvesinin suyudur ve erişkinlerin ana sütüdür. Zeytin altındır, zeytinyağı altın suyudur."